13 Şubat 2016 Cumartesi

İngilizcede Have Kullanımı

                                         HAVE
Bir şahıs veya bir şeyin herhangi bir şeye sahip olduğunu anlatmak
için, bu şahıs veya şeyi gösteren kelimenin yamna, «sahip olmak» anlamında
olan have [hev] getirilir.

   ben
I have   (ben) sahibim — benim var
I have a book.   Bir kitaba sahibim. - Bir kitabım var.

I have a car. Bir otomobilim var.
I have a house. Bir evim var.
I have a radio. Bir radyom var.
I have two eyes. İki gözüm var.
I have two arms. İki kolum var.


You have a book. Bir kitaba sahipsin. - Bir kitabın var.
You have a table. Bir masan var.
You have a nose. Bir burnun var.
You have two ears. İki kulağın var.
You have three houses. Üç evin var.


Have kelimesi, he, she, it veya tek bir şahıs veya şey gösteren bir
kelime ile kullanılınca has [hez] şekline girer.


 I have two legs.İki bacağım var. 
You have two legs.İki bacağın var. 
He has two legs.İki bacağı var. 
She has two legs.İki bacağı var
.It has two legs.İki bacağı var
.She has a bag.Bir çantası var. 
She has a sister.Bir kızkardeşi var. 
She has four sisters.Dört kızkardeşi var. 
He has a shop.Bir dükkânı var. 
He has five horses.Beş atı var. 
He has a new car.Yeni bir otomobili var.
It has long ears. Uzun kulakları var.

It has a door.Bir kapısı var.
 It has four legs.Dört bacağı var.
We have a new house.Yeni bir evimiz var.
 We have three teachers.Üç öğretmenimiz var. 
We have a blue car.Mavi bir otomobilimiz var. 
You have short arms.Kısa kollarınız var. 
You have an old bag.Eski bir çantan var. 
You have a small mouth.Küçük bir ağzın var.  
They have some shops.Birkaç dükkânları var. 
They have two cows.İki inekleri var.
 They have a big house on the hill.Tepenin üstünde büyük bir evleri var.

 Yukarıdaki örneklerde have’in «sahip, var» şeklinde tercüme edildiğini
görüyoruz.  there is, there are’ın da «mevcut,
var» anlamında olduğunu görmüştük. Türkçeye çevrilişleri bakımından birbirlerine
benzer gibi görünen have ile there is, there are anlamca tamamen
farklıdırlar


NOT:There is, there are bir şeyin herhangi bir yerde oluşunu veya bulunuşunu
göstermekte, have ise bir şeye sahip oluşu ifade etmektedir.


He has a house Bir evi var.
cümlesindeki «var» ile o’nun bir eve sahip oluşu anlatılmakta,
There is a house on the hill. Tepenin üstünde bir ev var.
cümlesindeki «var» kelimesiyle ise evin bir tepe üstünde bulunduğu söylenmektedir. 


Türkçeye her iki şeklin de «var» ile çevrilmesi yüzünden eş anlamlı gibi
görünen fakat gerçekte çok ayrı anlamlan olan have ve there is, there are
kelimelerini kullanırken işaret ettiğimiz farkı hatırdan çıkarmayınız. 


I have a book. Bir kitabım var.
There is a book on the table. Masanın üstünde bir kitap var.
 
She has a new hat.Yeni bir şapkası var. 
There is a new hat here.Burada yeni bir şapka var. 
We have two teachers.İki öğretmenimiz var. 
There are two teachers İn the room.Odada iki öğretmen var. 

Cümlenin öznesi bir şahıs zamiri olmayıp bir özel isim veya başka
türlü bir isim olabilir. Bu durumda öznenin yanında have mi yoksa has mi
olacağını kestirmek çok basittir. Özne bir tek şahıs veya şey gösteriyorsa
has, birden fazla şahıs veya şeyi gösteriyorsa bununla have kullanılır. 

 
He has a house.Bir evi var. 
Ahmet has a house.Ahmet’in bir evi var.
 My sister has a house.Kızkardeşimin bir evi var. 
They have a house.Bir evleri var. 
My sisters have a house.Kızkardeşlerimin bir evleri var. 
The teacher has a new car.Öğretmenin yeni bir otomobili var.
 The teachers have new cars.Öğretmenlerin yeni otomobilleri var.
Your brother has a black horse.
Erkek kardeşinin siyah bir atı var.
 
His mother has two hats.Annesinin iki şapkası var. 
The nurse has a book.Hemşirenin bir kitabı var.
The nurses have a book.
Hemşirelerin bir kitapları var.
 
The nurses have books.Hemşirelerin kitapları var.
Their doctor has a blue car.
Doktorlarının mavi bir otomobili var.

 Our house has ten windows.Evimizin on penceresi var. 
Your dog has long earsKöpeğinizin uzun kulakları var. 
Your dogs have long ears.Köpeklerinizin uzun kulakları var. 
The b ig house has four doors.Büyük evin dört kapısı var. 
The small children have two dogs.Küçük çocukların iki köpeği var. 

Örneklerde görüldüğü gibi özne tekilse has, çoğulsa have kullanılmaktadır.
Özne bazen tek kelime (he, Ahmet) bazen birkaç kelimeden meydana
gelir, (my sisters, their doctor, our house, your dog.) Dikkat edilecek
konu, ister tek kelime ister birkaç kelime olsun, bu kelime veya kelime grubunun
bir tek mi yoksa birden fazla şahıs veya şey mi gösteriyor olduğudur.
(He, Ahmet, their doctor, our house, your dog) tek şahıs veya şey
gösterdiğinden bunlarla has, (the teachers, my sisters, the nurses) ise
birden fazla şahıs veya şey gösterdiğinden bunlarla have kullanılmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder