HAVE SORU ŞEKLİ
İçinde to be fiili (am, is, are) bulunan cümleleri soru yapmak için bu
kelimelerin cümle başına alındığım biliyoruz. Have için de durum aynıdır.
Have cümle başına getirildiği takdirde cümle soru haline girer.
I have two eyes.İki gözüm var.
Have I two eyes?İki gözüm var mı?
You have a house.Bir eviniz var.
Have you a house? Bir eviniz var mı?
He has long arms.Uzun kollan var.
Has he long arms?Uzun kolları var mı?
Have you four keys?Dört anahtann var mı?
Has Selma a green bag?Selma’mn yeşil bir çantası var mı?
His mother has a new hat.Annesinin yeni bir şapkası var.
Has his mother a new hat?Annesinin yeni bir şapkası var mı?
Has your brother a car?Erkek kardeşinin bir otomobili var mı?
Have they a house?Bir evleri var mı?
Have they two houses?İki evleri var mı?
Has she English books?İngilizce kitaplan var mı?
Has she books?Kitaplan var mı?
Has she any books?Hiç kitaplan var mı?
Have you any sisters?Hiç kızkardeşiniz var mı?
Have you any pencils?Hiç kaleminiz var mı?
Have they any shops?Hiç dükkânlan var mı?
Has he any green ducks?Hiç yeşil ördeği var mı?
Have ile yapılmış cümlelere how many, what, who gibi soru
kelimeleri konulduğu vakit cümlenin alacağı şekli aşağıdaki örneklerde inceleyiniz.
Have you two books?İki kitabınız var mı?
How many?Kaç?How many books?Kaç kitap?
How many books have you?Kaç kitabınız var?
How many bags have you?Kaç çantanız var?
How many keys have you?Kaç anahtarınız var?
How many keys has she?(Onun) kaç anahtarı var?
How many hats has she?Kaç şapkası var?
How many hats has Selma?Selma’nın kaç şapkası var?
How many children have they?Kaç çocukları var?
How many students have you?Kaç öğrenciniz var?
How many students are there in the room?Odada kaç öğrenci var?
How many eyes have you?Kaç gözünüz var?
How many sisters has your father?Babanızın kaç kızkardeşi var?
Who is this man?Bu adam kimdir?
Who is your mother?Anneniz kimdir?
Who has a horse?Kimin bir atı var? (Kim bir ata sahip?)
Who has four houses?Kimin dört evi var?
Who has a blue hat?Kimin mavi bir şapkası var?
Who has black eyes?Kimin siyah gözleri var?
Who has a red pencil?Kimin kırmızı bir kalemi var?
Who has two boats?Kimin iki kayığı var?
Who has a new radio?Kimin yeni bir radyosu var?
What is this?Bu nedir?
What has long legs?Neyin uzun bacakları var? (Ne uzunbacaklara sahip?)
What has a door?Neyin bir kapısı var?
What has two windows?Neyin iki penceresi var?
What has four legs?Neyin dört bacağı var?
What has a white ceiling?Neyin beyaz bir tavam var?
What has high walls?Neyin yüksek duvarları var?
HAVE OLUMSUZ ŞEKLİ
İçinde have olan bir cümleyi olumsuz yapmak için have yanına bir
not getirilir. To be fiili ile olduğu gibi have ile de not birleştirilerek bir
kısaltma yapılır.
have not haven’t [hevmt]
has not hasn’t [hezınt]
I have a house.Bir evim var.
Have I a house?Bir evim var mı?
I haven’t a house.Bir evim yok.
You haven’t three arms.Üç kolunuz yok.
You haven’t long legs.Uzun bacaklarınız yok.
He hasn't a horse.Bir atı yok
.She hasn’t two sisters.îki kızkardeşi yok.
We haven’t any horses.Hiç atımız yok.
Gordon hasn’t any brothers.Gordon’un hiç erkek kardeşi yok.
My mother hasn’t any hats.Annemin hiç şapkası yok.
Their teacher hasn’t a car.Öğretmenlerin bir otomobili yok.
The students haven’t blue bagsÖğrencilerinin mavi çantaları yok.
The student hasn’t a blue bag.Öğrencinin mavi bir çantası yok.
I haven’t any ducks in my field.Tarlamda hiç ördeğim yok.
Kolay İngilizce Öğrenin
Hertürlü İngilizce Dersini Bulabileceğiniz Blog Sitesi
13 Şubat 2016 Cumartesi
İngilizcede Have Kullanımı
HAVE
Bir şahıs veya bir şeyin herhangi bir şeye sahip olduğunu anlatmak
için, bu şahıs veya şeyi gösteren kelimenin yamna, «sahip olmak» anlamında
olan have [hev] getirilir.
I ben
I have (ben) sahibim — benim var
I have a book. Bir kitaba sahibim. - Bir kitabım var.
I have a car. Bir otomobilim var.
I have a house. Bir evim var.
I have a radio. Bir radyom var.
I have two eyes. İki gözüm var.
I have two arms. İki kolum var.
You have a book. Bir kitaba sahipsin. - Bir kitabın var.
You have a table. Bir masan var.
You have a nose. Bir burnun var.
You have two ears. İki kulağın var.
You have three houses. Üç evin var.
Have kelimesi, he, she, it veya tek bir şahıs veya şey gösteren bir
kelime ile kullanılınca has [hez] şekline girer.
I have two legs.İki bacağım var.
You have two legs.İki bacağın var.
He has two legs.İki bacağı var.
She has two legs.İki bacağı var
.It has two legs.İki bacağı var
.She has a bag.Bir çantası var.
She has a sister.Bir kızkardeşi var.
She has four sisters.Dört kızkardeşi var.
He has a shop.Bir dükkânı var.
He has five horses.Beş atı var.
He has a new car.Yeni bir otomobili var.
It has long ears. Uzun kulakları var.
It has a door.Bir kapısı var.
It has four legs.Dört bacağı var.
We have a new house.Yeni bir evimiz var.
We have three teachers.Üç öğretmenimiz var.
We have a blue car.Mavi bir otomobilimiz var.
You have short arms.Kısa kollarınız var.
You have an old bag.Eski bir çantan var.
You have a small mouth.Küçük bir ağzın var.
They have some shops.Birkaç dükkânları var.
They have two cows.İki inekleri var.
They have a big house on the hill.Tepenin üstünde büyük bir evleri var.
Yukarıdaki örneklerde have’in «sahip, var» şeklinde tercüme edildiğini
görüyoruz. there is, there are’ın da «mevcut,
var» anlamında olduğunu görmüştük. Türkçeye çevrilişleri bakımından birbirlerine
benzer gibi görünen have ile there is, there are anlamca tamamen
farklıdırlar
NOT:There is, there are bir şeyin herhangi bir yerde oluşunu veya bulunuşunu
göstermekte, have ise bir şeye sahip oluşu ifade etmektedir.
He has a house. Bir evi var.
cümlesindeki «var» ile o’nun bir eve sahip oluşu anlatılmakta,
There is a house on the hill. Tepenin üstünde bir ev var.
cümlesindeki «var» kelimesiyle ise evin bir tepe üstünde bulunduğu söylenmektedir.
Türkçeye her iki şeklin de «var» ile çevrilmesi yüzünden eş anlamlı gibi
görünen fakat gerçekte çok ayrı anlamlan olan have ve there is, there are
kelimelerini kullanırken işaret ettiğimiz farkı hatırdan çıkarmayınız.
I have a book. Bir kitabım var.
There is a book on the table. Masanın üstünde bir kitap var.
She has a new hat.Yeni bir şapkası var.
There is a new hat here.Burada yeni bir şapka var.
We have two teachers.İki öğretmenimiz var.
There are two teachers İn the room.Odada iki öğretmen var.
Cümlenin öznesi bir şahıs zamiri olmayıp bir özel isim veya başka
türlü bir isim olabilir. Bu durumda öznenin yanında have mi yoksa has mi
olacağını kestirmek çok basittir. Özne bir tek şahıs veya şey gösteriyorsa
has, birden fazla şahıs veya şeyi gösteriyorsa bununla have kullanılır.
He has a house.Bir evi var.
Ahmet has a house.Ahmet’in bir evi var.
My sister has a house.Kızkardeşimin bir evi var.
They have a house.Bir evleri var.
My sisters have a house.Kızkardeşlerimin bir evleri var.
The teacher has a new car.Öğretmenin yeni bir otomobili var.
The teachers have new cars.Öğretmenlerin yeni otomobilleri var.
Your brother has a black horse.Erkek kardeşinin siyah bir atı var.
His mother has two hats.Annesinin iki şapkası var.
The nurse has a book.Hemşirenin bir kitabı var.
The nurses have a book.Hemşirelerin bir kitapları var.
The nurses have books.Hemşirelerin kitapları var.
Their doctor has a blue car.Doktorlarının mavi bir otomobili var.
Our house has ten windows.Evimizin on penceresi var.
Your dog has long earsKöpeğinizin uzun kulakları var.
Your dogs have long ears.Köpeklerinizin uzun kulakları var.
The b ig house has four doors.Büyük evin dört kapısı var.
The small children have two dogs.Küçük çocukların iki köpeği var.
Örneklerde görüldüğü gibi özne tekilse has, çoğulsa have kullanılmaktadır.
Özne bazen tek kelime (he, Ahmet) bazen birkaç kelimeden meydana
gelir, (my sisters, their doctor, our house, your dog.) Dikkat edilecek
konu, ister tek kelime ister birkaç kelime olsun, bu kelime veya kelime grubunun
bir tek mi yoksa birden fazla şahıs veya şey mi gösteriyor olduğudur.
(He, Ahmet, their doctor, our house, your dog) tek şahıs veya şey
gösterdiğinden bunlarla has, (the teachers, my sisters, the nurses) ise
birden fazla şahıs veya şey gösterdiğinden bunlarla have kullanılmıştır.
Bir şahıs veya bir şeyin herhangi bir şeye sahip olduğunu anlatmak
için, bu şahıs veya şeyi gösteren kelimenin yamna, «sahip olmak» anlamında
olan have [hev] getirilir.
I ben
I have (ben) sahibim — benim var
I have a book. Bir kitaba sahibim. - Bir kitabım var.
I have a car. Bir otomobilim var.
I have a house. Bir evim var.
I have a radio. Bir radyom var.
I have two eyes. İki gözüm var.
I have two arms. İki kolum var.
You have a book. Bir kitaba sahipsin. - Bir kitabın var.
You have a table. Bir masan var.
You have a nose. Bir burnun var.
You have two ears. İki kulağın var.
You have three houses. Üç evin var.
Have kelimesi, he, she, it veya tek bir şahıs veya şey gösteren bir
kelime ile kullanılınca has [hez] şekline girer.
I have two legs.İki bacağım var.
You have two legs.İki bacağın var.
He has two legs.İki bacağı var.
She has two legs.İki bacağı var
.It has two legs.İki bacağı var
.She has a bag.Bir çantası var.
She has a sister.Bir kızkardeşi var.
She has four sisters.Dört kızkardeşi var.
He has a shop.Bir dükkânı var.
He has five horses.Beş atı var.
He has a new car.Yeni bir otomobili var.
It has long ears. Uzun kulakları var.
It has a door.Bir kapısı var.
It has four legs.Dört bacağı var.
We have a new house.Yeni bir evimiz var.
We have three teachers.Üç öğretmenimiz var.
We have a blue car.Mavi bir otomobilimiz var.
You have short arms.Kısa kollarınız var.
You have an old bag.Eski bir çantan var.
You have a small mouth.Küçük bir ağzın var.
They have some shops.Birkaç dükkânları var.
They have two cows.İki inekleri var.
They have a big house on the hill.Tepenin üstünde büyük bir evleri var.
Yukarıdaki örneklerde have’in «sahip, var» şeklinde tercüme edildiğini
görüyoruz. there is, there are’ın da «mevcut,
var» anlamında olduğunu görmüştük. Türkçeye çevrilişleri bakımından birbirlerine
benzer gibi görünen have ile there is, there are anlamca tamamen
farklıdırlar
NOT:There is, there are bir şeyin herhangi bir yerde oluşunu veya bulunuşunu
göstermekte, have ise bir şeye sahip oluşu ifade etmektedir.
He has a house. Bir evi var.
cümlesindeki «var» ile o’nun bir eve sahip oluşu anlatılmakta,
There is a house on the hill. Tepenin üstünde bir ev var.
cümlesindeki «var» kelimesiyle ise evin bir tepe üstünde bulunduğu söylenmektedir.
Türkçeye her iki şeklin de «var» ile çevrilmesi yüzünden eş anlamlı gibi
görünen fakat gerçekte çok ayrı anlamlan olan have ve there is, there are
kelimelerini kullanırken işaret ettiğimiz farkı hatırdan çıkarmayınız.
I have a book. Bir kitabım var.
There is a book on the table. Masanın üstünde bir kitap var.
She has a new hat.Yeni bir şapkası var.
There is a new hat here.Burada yeni bir şapka var.
We have two teachers.İki öğretmenimiz var.
There are two teachers İn the room.Odada iki öğretmen var.
Cümlenin öznesi bir şahıs zamiri olmayıp bir özel isim veya başka
türlü bir isim olabilir. Bu durumda öznenin yanında have mi yoksa has mi
olacağını kestirmek çok basittir. Özne bir tek şahıs veya şey gösteriyorsa
has, birden fazla şahıs veya şeyi gösteriyorsa bununla have kullanılır.
He has a house.Bir evi var.
Ahmet has a house.Ahmet’in bir evi var.
My sister has a house.Kızkardeşimin bir evi var.
They have a house.Bir evleri var.
My sisters have a house.Kızkardeşlerimin bir evleri var.
The teacher has a new car.Öğretmenin yeni bir otomobili var.
The teachers have new cars.Öğretmenlerin yeni otomobilleri var.
Your brother has a black horse.Erkek kardeşinin siyah bir atı var.
His mother has two hats.Annesinin iki şapkası var.
The nurse has a book.Hemşirenin bir kitabı var.
The nurses have a book.Hemşirelerin bir kitapları var.
The nurses have books.Hemşirelerin kitapları var.
Their doctor has a blue car.Doktorlarının mavi bir otomobili var.
Our house has ten windows.Evimizin on penceresi var.
Your dog has long earsKöpeğinizin uzun kulakları var.
Your dogs have long ears.Köpeklerinizin uzun kulakları var.
The b ig house has four doors.Büyük evin dört kapısı var.
The small children have two dogs.Küçük çocukların iki köpeği var.
Örneklerde görüldüğü gibi özne tekilse has, çoğulsa have kullanılmaktadır.
Özne bazen tek kelime (he, Ahmet) bazen birkaç kelimeden meydana
gelir, (my sisters, their doctor, our house, your dog.) Dikkat edilecek
konu, ister tek kelime ister birkaç kelime olsun, bu kelime veya kelime grubunun
bir tek mi yoksa birden fazla şahıs veya şey mi gösteriyor olduğudur.
(He, Ahmet, their doctor, our house, your dog) tek şahıs veya şey
gösterdiğinden bunlarla has, (the teachers, my sisters, the nurses) ise
birden fazla şahıs veya şey gösterdiğinden bunlarla have kullanılmıştır.
İngilizcede Şahıs Zamirleri ve Mülkiyet Sıfatları
ŞAHIS ZAMİRLERİ VE MÜLKİYET SIFATLARI
Şahıs zamiri ve mülkiyet sıfatlarını birlikte incelemeniz için bir tablo
halinde veriyoruz.
I [ay] ben my [may] benim
you [yu:] sen your [yo:| senin
he [hi:] 0 his [hiz] onun
she [şi:] 0 her [ho:] onun
it [it] 0 its [its] onun
we [wi:] biz our [aui] bizim
you [yu:] siz your [yo:] sizin
they [dey] onlar their [deil onların
TÜRKÇEDE ŞAHIS ZAMİRLERİNİN VE MÜLKİYET
SIFATLARININ KALDIRILMASI
Türkçede şahıs zamirlerinin cümlenin anlamına zarar vermeden çıkanlabildiğini gördük.
I am a student. Ben bir öğrenciyim. - Bir öğrenciyim.
She is a nurse. O bir hemşiredir. - Bir hemşiredir.
Mülkiyet sıfatlan için de aynı şey söylenebilir, «benim kitabım» yerine
«kitabım» dersek anlam bakımından hiçbir değişiklik olmaz. İsmin sonundaki
takılar kaldınlan mülkiyet sıfatının ne olduğunu gösterir. Nitekim
örneğimizde «im» eki bunun «benim» olduğunu göstermektedir.
İngilizcede böyle bir kaldırış olamayacağından mülkiyet sıfatı kaldmlmış
Türkçe bir cümleyi İngilizceye çevirirken, bu kelimeyi varmış gibi düşünerek
tercüme etmelidir.
Kitabım yeşildir. - Benim kitabım yeşildir. - My book is green.
Masamz eskidir. - Sizin masamz eskidir. - Your table is old.
Bahçemiz büyüktür. — Bizim bahçemiz büyüktür. — Our garden is big.
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi birinci şekilden İkincisine geçerken
kaldırılmış olan mülkiyet sıfatları eklenmiş ve İngilizceye bu ikinci şekiller
tercüme edilmiştir.
My father is a doctor. Benim babam bir doktordur. Babam bir doktordur.
Your dog is in the garden. Senin köpeğin bahçededir. (Köpeğin bahçededir.)
His bag is small Çantası küçüktür.
Her name is Margaret. Adı Margaret’tir.
Its ears are big. Kulakları büyüktür.
Our house is new. Evimiz yenidir.
Your teacher is here Öğretmeniniz buradadır.
Their school is there. Okulları oradadır.
My green hat is on the chair. Yeşil şapkam sandalyenin üstündedir.
His new car is in front o f the door.Yeni otomobili kapının önündedir.
Their house is old.Evleri eskidir.
The yellow cow is in the field. Sarı inek tarladadır.
Our yellow cow is in the field .Sarı ineğimiz tarladadır.
The basket is dirty. Sepet kirlidir.
Your basket is dirty. Sepetiniz kirlidir.
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi bir isim önünde mülkiyet
sıfatı olunca bu isim için bir a, an veya the kullanılmamaktadır.
a book bir kitap
the book kitap
my book (benim) kitabım
a green book bir yeşil kitap
the green book yeşil kitap
my green book (benim) yeşil kitabım
a pencil bir kalem
the pencil kalem
your pencil (senin) kalemin
a short pencil bir kısa kalem
the short pencil kısa kalem
your short pencil (senin) kısa kalemin
a clean room bir temiz oda
the clean room temiz oda
our clean room (bizim) temiz odamız
The blue pencil is there.Mavi kalem oradadır.
My blue pencil is there.Mavi kalemim oradadır.
The red apples are good.Kırmızı elmalar iyidir.
Your red apples are good.Kırmızı elmalarınız iyidir.
The black dog is in the garden.Kara köpek bahçededir.
His house is near the lake.Evi gölün yanındadır.
Our school is in this street.Okulumuz bu caddededir.
Your big table is old.Büyük masamz eskidir
.My father is in the shop.Babam dükkândadır.
Her new hat is brown.Yeni şapkası kahverengidir.
Their teachers are good.Öğretmenleri iyidir.
Şahıs zamiri ve mülkiyet sıfatlarını birlikte incelemeniz için bir tablo
halinde veriyoruz.
I [ay] ben my [may] benim
you [yu:] sen your [yo:| senin
he [hi:] 0 his [hiz] onun
she [şi:] 0 her [ho:] onun
it [it] 0 its [its] onun
we [wi:] biz our [aui] bizim
you [yu:] siz your [yo:] sizin
they [dey] onlar their [deil onların
TÜRKÇEDE ŞAHIS ZAMİRLERİNİN VE MÜLKİYET
SIFATLARININ KALDIRILMASI
Türkçede şahıs zamirlerinin cümlenin anlamına zarar vermeden çıkanlabildiğini gördük.
I am a student. Ben bir öğrenciyim. - Bir öğrenciyim.
She is a nurse. O bir hemşiredir. - Bir hemşiredir.
Mülkiyet sıfatlan için de aynı şey söylenebilir, «benim kitabım» yerine
«kitabım» dersek anlam bakımından hiçbir değişiklik olmaz. İsmin sonundaki
takılar kaldınlan mülkiyet sıfatının ne olduğunu gösterir. Nitekim
örneğimizde «im» eki bunun «benim» olduğunu göstermektedir.
İngilizcede böyle bir kaldırış olamayacağından mülkiyet sıfatı kaldmlmış
Türkçe bir cümleyi İngilizceye çevirirken, bu kelimeyi varmış gibi düşünerek
tercüme etmelidir.
Kitabım yeşildir. - Benim kitabım yeşildir. - My book is green.
Masamz eskidir. - Sizin masamz eskidir. - Your table is old.
Bahçemiz büyüktür. — Bizim bahçemiz büyüktür. — Our garden is big.
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi birinci şekilden İkincisine geçerken
kaldırılmış olan mülkiyet sıfatları eklenmiş ve İngilizceye bu ikinci şekiller
tercüme edilmiştir.
My father is a doctor. Benim babam bir doktordur. Babam bir doktordur.
Your dog is in the garden. Senin köpeğin bahçededir. (Köpeğin bahçededir.)
His bag is small Çantası küçüktür.
Her name is Margaret. Adı Margaret’tir.
Its ears are big. Kulakları büyüktür.
Our house is new. Evimiz yenidir.
Your teacher is here Öğretmeniniz buradadır.
Their school is there. Okulları oradadır.
My green hat is on the chair. Yeşil şapkam sandalyenin üstündedir.
His new car is in front o f the door.Yeni otomobili kapının önündedir.
Their house is old.Evleri eskidir.
The yellow cow is in the field. Sarı inek tarladadır.
Our yellow cow is in the field .Sarı ineğimiz tarladadır.
The basket is dirty. Sepet kirlidir.
Your basket is dirty. Sepetiniz kirlidir.
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi bir isim önünde mülkiyet
sıfatı olunca bu isim için bir a, an veya the kullanılmamaktadır.
a book bir kitap
the book kitap
my book (benim) kitabım
a green book bir yeşil kitap
the green book yeşil kitap
my green book (benim) yeşil kitabım
a pencil bir kalem
the pencil kalem
your pencil (senin) kalemin
a short pencil bir kısa kalem
the short pencil kısa kalem
your short pencil (senin) kısa kalemin
a clean room bir temiz oda
the clean room temiz oda
our clean room (bizim) temiz odamız
The blue pencil is there.Mavi kalem oradadır.
My blue pencil is there.Mavi kalemim oradadır.
The red apples are good.Kırmızı elmalar iyidir.
Your red apples are good.Kırmızı elmalarınız iyidir.
The black dog is in the garden.Kara köpek bahçededir.
His house is near the lake.Evi gölün yanındadır.
Our school is in this street.Okulumuz bu caddededir.
Your big table is old.Büyük masamz eskidir
.My father is in the shop.Babam dükkândadır.
Her new hat is brown.Yeni şapkası kahverengidir.
Their teachers are good.Öğretmenleri iyidir.
İngilizcede Mülkiyet Sıfatları
MÜLKİYET SIFATLARI
İngilizcede «benim, senin, onun, bizim, sizin, onlann» kelimelerine
mülkiyet sıfatı (Türkçede: tamlayan eki almış şahıs zamirleri) denir. Bunları
okunuşlarıyla veriyoruz.
my [may] benim
your lyo:] senin
his [hiz] onun (erkek)
her [hö:] onun (kadın)
its [its] onun (cansız ve hayvan)
our [aui] bizim
your [yo:] sizin
their [dei] onlann
İngilizcede mülkiyet sıfatlarının yeri, Türkçede olduğu gibi, isimlerin
önüdür.
my book benim kitabım
your pencil senin kalemin
his bag onun çantası
her name onun adı
its bed onun yatağı
our house bizim evimiz
your garden sizin bahçeniz
their car onlann otomobili
Dillerin yapılarındaki fark nedeniyle bir cümledeki her kelime
ve her ekin karşılığı çevirisinde de aynen ve tıpatıp olmayabilir. Bunu
bu şekilde kabul etmelidir.
Yukarıdaki örneklerimizde de bu gibi bir durum göze çarpmaktadır.
my book benim kitabım
tamlamasında my-benim, book-kitap olduğu halde my book Türkçeye «benim
kitabım» olarak çevrilmekte, İngilizcedeki book kelimesinde bir ek olmadığı
halde Türkçe karşılığında «kitabım» denmekte, yani «kitap» kelimesine
«ım» eklenmektedir.
house ev
my house benim ev - benim evim
his car onun otomobil - onun otomobili
her name onun isim — onun ismi
your radio senin radyo - senin radyono
ur school bizim okul — bizim okulumuz
their field onların tarla - onların tarlası
its leg onun bacak — onun bacağı
its door onun kapı - onun kapısı
Her dog is small. Onun köpeği küçüktür.
His pencil is small. Onun kalemi küçüktür.
İngilizcede «benim, senin, onun, bizim, sizin, onlann» kelimelerine
mülkiyet sıfatı (Türkçede: tamlayan eki almış şahıs zamirleri) denir. Bunları
okunuşlarıyla veriyoruz.
my [may] benim
your lyo:] senin
his [hiz] onun (erkek)
her [hö:] onun (kadın)
its [its] onun (cansız ve hayvan)
our [aui] bizim
your [yo:] sizin
their [dei] onlann
İngilizcede mülkiyet sıfatlarının yeri, Türkçede olduğu gibi, isimlerin
önüdür.
my book benim kitabım
your pencil senin kalemin
his bag onun çantası
her name onun adı
its bed onun yatağı
our house bizim evimiz
your garden sizin bahçeniz
their car onlann otomobili
Dillerin yapılarındaki fark nedeniyle bir cümledeki her kelime
ve her ekin karşılığı çevirisinde de aynen ve tıpatıp olmayabilir. Bunu
bu şekilde kabul etmelidir.
Yukarıdaki örneklerimizde de bu gibi bir durum göze çarpmaktadır.
my book benim kitabım
tamlamasında my-benim, book-kitap olduğu halde my book Türkçeye «benim
kitabım» olarak çevrilmekte, İngilizcedeki book kelimesinde bir ek olmadığı
halde Türkçe karşılığında «kitabım» denmekte, yani «kitap» kelimesine
«ım» eklenmektedir.
house ev
my house benim ev - benim evim
his car onun otomobil - onun otomobili
her name onun isim — onun ismi
your radio senin radyo - senin radyono
ur school bizim okul — bizim okulumuz
their field onların tarla - onların tarlası
its leg onun bacak — onun bacağı
its door onun kapı - onun kapısı
Her dog is small. Onun köpeği küçüktür.
His pencil is small. Onun kalemi küçüktür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)